İngilizce Kelimeler -3
İngilizce Kelimeler -3
Counter: sayac; I put the counter on zero. (Sayaçı sıfıra koydum.)
Valve: vana; Turn off the valve. (Vanayı kapat.)
Distrust: güvensizlik; I have distrust in him. (Ona güvenim yok.)
Intervention: müdahale; The government made an intervention in the economy. (Hükümet ekonomiye müdahale etti.)
Means: araç; Money is a means to an end. (Para bir amaç için bir araçtır.)
Pretence: bahane; He made a pretence of being ill. (Hasta olduğuna dair bir bahane uydurdu.)
Firm: şirket; She works for a law firm. (Bir hukuk firmasında çalışıyor.)
Considerable: önemli; There has been a considerable increase in prices. (Fiyatlarda önemli bir artış oldu.)
Setback: gerileme; The team suffered a setback in the first game. (Takım ilk maçta gerileme yaşadı.)
Stagnation: durgunluk; The economy is in a state of stagnation. (Ekonomi durgunluk halinde.)
Tent: çadır; We pitched our tent by the river. (Çadırımızı nehrin yanına kurduk.)
Bricklayer: tuğla ustası; He worked as a bricklayer for many years. (Uzun yıllar tuğla ustası olarak çalıştı.)
Disastrous: felaket; The fire had disastrous consequences. (Yangının felaket sonuçları oldu.)
Statesman: devlet adamı; He was a great statesman and diplomat. (O büyük bir devlet adamı ve diplomat idi.)
Spectator: seyirci; There were thousands of spectators at the match. (Maçta binlerce seyirci vardı.)
Revolutionary: devrimci; He was a revolutionary leader. (O bir devrimci liderdi.)
Bald: kel; He is bald now. (Şimdi kel.)
Yorumlar
Yorum Gönder