ALTIN ALP

  Marketlerden silah alabileceğiniz bir ülke olan Amerika'da Suç Oranları genelde yüksek. İnsanlar sosyal medyaya yansıyan görüntülerde birbirlerini sebepsiz yere öldürebiliyorlar. Amerika'da 2020 verilerine göre her 100.000 kişide 7,8 cinayet oranıyla 1995'ten bu yana en yüksek seviyeye ulaşıldı. Bu oran Fransa, İngiltere ve Almanya gibi ülkeleri kat ve kat geride bıraktı. Eski western filmlerinden en fazla suç işlenen eyalet için Texas tahmininde bulunabilirsiniz ama değil. Texas ilk 10'da dahi yer almıyor. En çok Suç İşlenen Eyaletler ise Şöyle (Her 100.000 kişide ): Alaska   837,8                  New Mexico 778,3 Tennessee 672,7 Arkansas 671,9 Arizona 654,8 Louisiana 639,4 Missouri 542,7 South Carolin5 30,7a South Dakota 501,4 Michigan 478

 J. Robert Oppenheimer (Nisan 22, 1904 – Şubat 18, 1967) Amerikalı bir teorik fizikçiydi. Atom Bombasının babası olarak bilinen Oppenheimer, Manhattan Projesinin lideriydi. Manhattan Projesi 2.Dünya savaşında ilk Atom bombası araştırılması ve geliştirilmesi için Amerika, İngiltere ve Kanada'nın desteklediği projedir. Oppenheimer New York kentinde zengin bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Üniversite eğitimini Harvard Üniversitesi'nde alan Oppenheimer fizik ve matematik alanında çalıştı. Harvard mezuniyeti ardından Almanya'da Göttingen Üniversitesi'nde Fizikçilere liderlik ederek çalışmalarını sürdürdü. 1927 yılında Amerika'ya dönen ünlü fizikçi California, Berkeley Üniversitesi'nde çalışmalarına devam etti. Kısa sürede ülkenin en çok saygı duyulan fizikçilerinden biri olan Oppenheimer, 1942'de gizli bir proje olan Manhattan Projesine liderlik etmesi için programa dahil edildi. Proje büyük bir başarı imza attı ve ilk atom bombası denemesi temmuz 1945'te New

  Çerez ve Gizlilik Politikası Bu web sitesine girerek çerez politikamızı ve gizlilik politikamızı kabul etmiş olursunuz. Herhangi bir KVKK sorununda tarafımızla iletişime geçerek bilgi alabilirsiniz. Bu web sitesi sizin kişisel bilgilerinizi bizimle iletişime geçmediğiniz sürece almaz veya toplamaz. Hangi Verilerinizi Topluyoruz? Fingerprint bilgileriniz, ip adresiniz gibi verileri Google, Blogger ve Adsense gibi hizmetler toplamaktadır. Hangi tarayıcıyı kullanıyorsunuz, kaç gb ram mevcut gibi sorulara yanıt bulacak kodlarla bazı özel verileriniz toplanmaktadır. Bu veriler dağıtılamaz. Çerez Politikası Sayfaların daha hızlı açılması için önbellekleme kullanılmaktadır. Daha iyi bir deneyim sunmak adına kullanılan eklentiler ve kodlar size hız deneyimi sunarken bazı çerezler oluşturabilir. Bu çerezler bizim tarafımızdan hiçbir şekilde dağıtılmamaktadır. Gizlilik

 Bu sitede Google Ve Blogger Çerezleri Kullanılır. Siteyi Kullanarak Google Gizlilik Politikalarını kabul etmiş sayılırsınız. 

İngilizce Kelimeler -3  Counter: sayac; I put the counter on zero. (Sayaçı sıfıra koydum.) Valve: vana; Turn off the valve. (Vanayı kapat.) Distrust: güvensizlik; I have distrust in him. (Ona güvenim yok.) Intervention: müdahale; The government made an intervention in the economy. (Hükümet ekonomiye müdahale etti.) Means: araç; Money is a means to an end. (Para bir amaç için bir araçtır.) Pretence: bahane; He made a pretence of being ill. (Hasta olduğuna dair bir bahane uydurdu.) Firm: şirket; She works for a law firm. (Bir hukuk firmasında çalışıyor.) Considerable: önemli; There has been a considerable increase in prices. (Fiyatlarda önemli bir artış oldu.) Setback: gerileme; The team suffered a setback in the first game. (Takım ilk maçta gerileme yaşadı.) Stagnation: durgunluk; The economy is in a state of stagnation. (Ekonomi durgunluk halinde.) Tent: çadır; We pitched our tent by the river. (Çadırımızı nehrin yanına kurduk.) Bricklayer: tuğla ustası; He worked as a bricklayer for m

 ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan New Bedford Public Library Kütüphanesin'de iade tarihinden 119 sene geçen kitap geri geldi. Kütüphane Müdürü Olivia Melo kitabın hala iyi durumda olduğunu söyledi. Fizikçi James Clerk Maxwell'in yazdığı kitap "An Elementary Treatise on Electricity"(Elektrik Üzerine Temel Bir İnceleme) adını taşıyor ve 1903 yılında kütüphaneden ödünç alınmış. Kitap en son New Bedford'da yayınlandığında, ülke ikinci modern Dünya Serisine hazırlanıyordu, görevdeki Cumhuriyetçi Başkan Theodore Roosevelt bir dönem daha kazanma yolundaydı, Wilbur ve Orville Wright ilk uçak uçuşlarını sadece bir yıl önce gerçekleştirmişlerdi ve New York City ilk metro hattını kutluyordu. Kütüphane geç gelen kitaplar için günlük 5 sentlik bir ceza uyguluyor. Bu da yaklaşık 2100$ ceza anlamına geliyor. Fakat gecikme ücreti en fazla 2 dolar olarak ödeniyor. Olivia Melo “Basılı kitabın değeri, dijital olmaması, yok olmayacak olmasıdır. Sadece tuttuğunuzda, bu k

 İnsanlık tarihinde nükleer felaketler, savaşlar, salgın hastalıklar gibi birçok insanlığı tehdit eden sebep bulunmakta. Tarihin en büyük felaketlerinden biri de Çin'de gerçekleşti. Tam olarak söylenemese de birçok kaynağa göre Dünya'nın en ölümcül günü 23 Ocak 1556 olarak düşünülüyor. Büyük depremin neden olduğu felaket Çin'in Shaanxi bölgesinde gerçekleşti. Bu bölge aynı zamanda Çin Uygarlığının beşiği olarak biliniyordu. Deprem birkaç saniye sürmesine rağmen 100.000'den fazla insanın ölmesine yol açtı. Depremin devamında ise meydana gelen heyelanlar, obruklar, yangılar, göç ve kıtlık nedeniyle toplamda 830.000 kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Tabi ki bu sayılar 1. ve 2. Dünya Savaşları, kıtlıklar, pandemiler ve seller düşünüldüğünde bu olaydaki düşük gözükse de tek bir gün göz önüne alındığında en fazla kayıp olan gün olarak kayıtlara geçti. Depremin büyüklüğünün 8,0 - 8,3 büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor. Bu büyüklükten daha büyük depremler daha önce ve daha sonra

 2011 yılında 'da Japonya'da yaşanan 9,0 büyüklüğündeki deprem binlerce insanın ölümüne, tsunamiye ve birçok yapıda hasara neden olmuştu. Hasar alan yapılardan biri de Fukushima Nükleer Santrali'idi.  Nükleer Santralde deprem nedeniyle elektrikler kesilmesiyle santrali soğutan suyu gönderen pompalar durdu. Devreye giren jeneratör sistemlerin bulunduğu bölüm ise tsunami nedeniyle sular altında kaldı ve pompalara enerji sağlayan son kaynak da devre dışı kalmış oldu. Çekirdekte sıcaklığın hızla artmasıyla tabanı eritmeye başladı. Günlerce süren ve birçok kişinin hayatına mal olan facia güçlükle kontrol altına alındı. Ama geriye önemli bir sorun bıraktı. Santralde bulunan ve  gelişmiş sıvı işleme sistemi (ALPS) olarak bilinen kapsamlı bir pompalama ve filtreleme sistemi ile her gün tonlarca yeni kirlenmiş suyu çıkaran buna ek olarak  radyoaktif elementlerin çoğunu filtreleyen üç hasarlı reaktörün soğutulmasından gelen radyoaktif atık su ne olacaktı? Arıtılmış su depoları artık

 İngilizce Metin Çalışmaları In India’s eastern Siliguri city, unpredictable weather conditions affected tea production.In June, the region faced heavy rains; however, dry weather followed in July, which damaged plants and made hard conditions for workers. They couldn’t pluck leaves during heavy rains, and when the temperature reached 39 degrees Celsius, they still couldn’t work. In addition, insects infected the plantations. Hindistan'ın doğusundaki Siliguri'de , Öngörülenemeyen hava koşulları çay üretimini etkiledi. Haziranda , bölge şiddetli yağmurla karşılatı ancak temmuzda kuru hava takip etti ki bitkilere hasar verdi ve işçiler için zor koşullar oluşturdu. Onlar şiddetli yağış sırasında yaprak toplayamadılar ve hava sıcaklığı 39 dereceye ulaştığında yine çalışmadılar. ek olarak böcekler tarlaları istila etti. 

  Clause: Madde, Cümle Clause: The dependent clause in the sentence "The cat that ate the mouse is now hiding under the bed" is "that ate the mouse." Glad: Memnun Glad: I am glad that you are here to help me with this project. Sour:Ekşi Sour: The lemon was so sour that it made my mouth pucker. Plum: erik Plum: The plum tree in my backyard is full of ripe plums. Handle: Halletmek Handle: Please handle the vase with care. It is very fragile. Loose: Gevşek Loose: The screw on the light switch is loose. I need to tighten it. Noise: Gürültü Noise: The noise from the construction next door is deafening. I can't concentrate on my work. Pamphlet: Büroşür  Pamphlets: The library was handing out pamphlets about the upcoming elections.

 Be | There is/are | Have got to be Bu konu temel konulardan olan am/is/are yapılarını inceleyeceğiz. am/is/are + sıfat We are the champions. - Biz Şampiyonlarız. It is Hard - Zordur. Your Dad is Old. - Baban yaşlıdır. He is so smart.- O çok akıllıdır. am/is/are + (sıfat) isim It is a huge construction.- Bu çok büyük bir inşaat. Are they football or basketball players? - Onlar Futbol mu Basketbol mu oyuncusu? am/is/are + edat grubu The dog is under the seat. - Köpek koltuğun altındadır. They are not at hospital. - Onlar hastanede değiller. was/were + sıfat She was a very rich women.- O zengin bir kadındır. we were ready.- Hazırdık. Was/Were + İlgeç You were at stadium.- Dün staddaydınız.

 Denizaltından Notlar 3 Velhasıl yine deniz kenarında sönük bir rüzgar eşliğinde bir kayanın üstünde bulmak kendini. Deniz mecalsiz sürünüyor bulutsuz gökyüzü altında. Yapacaklar listesi artık o kadar kalın değil. Keşke bir şey anlatsa şu uçsuz bucaksız mavi dehliz sadece dinlemese anlatacak bitmişken.  Biraz edebi girişten sonra yazıya bakalım. Yazmak için bile paslanmışım. Zorlama bir yazı olacak ama en azından bölük pörçük olsa da bir muhakeme yapmalıyım Swot analizleri z raporu değil bahsettiğim. Sadece süregeleni biraz sarsmak, bir yol bulmak içtenlikle yürüyeceğim belki koşacağım.  Gerçek bir hedef bulmamak için başıma açtığım, çok da özen göstermediğim teferruatlar bitti. Yüksek lisansta dersler , dışardan okuduğum üniversite, nice iş görüşmesi... Şimdi yol açık ama yine en baştaki katetmek için mecalsiz hal. Be deklanşörüne Sibirya ayısı basacısa 1000km sahilde burayı mı buldun. Neyse bi sigara molası dışarda yazmanın fuzulilikleri  Güneş tepedeyken gölgesinden rahatsız olan be