Nuri Bilge Ceylan - Zeki Demirkubuz Tartışması Üzerine

 Türkiye'nin iki değerli yönetmeninin aralarındaki birbirlerini intihal gibi ağır suçlamalarla medya önünde tartışmaları herkes gibi beni de çok şaşırttı daha hayata dair bakışımda yeni bir hayal kırıklığına yol açtı.


Tartışmalarda benim için en önemli nokta Demirkubuz'un işin maddiyat kaynaklı olmasını söylemesiydi. Açıklamasının devamında her durumda olduğu gibi bu tartışmada da sorunun kaynağının maddiyat olduğu minvalinde açıklamalarda bulundu. Hayal kırıklığım tam da burada başlıyor. Herkesin ekmeğinin peşinde olması durumu. Bunu bir de ahlaki, etik haksızlıklara kılıf olarak kullanılması beni en çok sinirlendiren şey bu hayatta. Bu anlayış devamında 

  • Bal tutan parmağını yalar, 
  • Bana dokunmayan yılan bin yaşasın 
  • Bitaraf olan bertaraf olur
gibi nefret ettiğim anlayışlara yol açıyor. Türkiye yaşadığı son dönemde kendi geçimini, maddi refahını sağlamak için her şeyin mubah olduğu bir düzleme getiriyor tüm insanlığın kavgalarını. Peki o zaman insanoğlu bunca yıllık savaşlardan, acılardan, vahşetlerden ne çıkarmıştır. Koca bir hiç... Bir de bunun üstüne hile, hurda ile kazanılmış bir makamın mevkiinin paranın, pulun bir gösteri amacı taşıması ve dahası bu yolu tercih etmeyenlerin ahlakilikleriyle dalga geçilmesi, etik davranana insanların düştüğü zor durumlarda içten içe büyük bir sevinç yaşaması. Bence bu tarz insanların masum insanların üzerine bomba yağdıranlardan, her türlü pisliği işleyen katillerden hiç de farkı yok. İnsanlığı öldürüyorlar. Hiç ihtiyaçları olmayacaklarmış gibi.

Siyasetçiler iktidarlarının iki gün daha devamı için tüm dünyanın yok olasını göze alırlar. Akademik personeller üniversiteleri kendi ideolojik habitatlarına çevirip başkaca fikirleri ezip en ufak bir şekilde temsil edilmesine izin vermezler ki halk için bir şey üretmeden garibanın ödediği vergilerle günün gün ederken, kendi çocuklarını bin bir torpille saltanata devam edilmesi sağlarlar. İhalelerle zengin edilenlerden tanıdığına daha demli çay veren ocakçısına kadar herkes gücü yettiğince zulmediyor. Çernobil dizisinde baş karaktere Rus devlet görevlisin söylediği gibi sen de bizdensin Yahudilerin üniversitelere alınmaması için sen karar verdin.

Nice nice örnekler daha verebilirim. Ama yüksek ahlaki değer taşıdığını düşündüğüm ve bunu insanlara yayma konusundaki çabalarını hayranlıkla izlediğim insanların bu derece bir tartışmaya girmeleri artık bana bu dünyada insanları asla ama asla hiçbir ideolojilerinin, dini , ahlaki değer satmalarının dikkate alınmaması gerektiği gerçeğini bir kez daha yüzüme tüm sertliğiyle vurdu. Denizaltından Notlar serisinde paylaştığım "Girdabın Son Durağında" yazısında bahsettiğim gibi tamamen bireysel şekilde yoluma devam edeceğim yalanlar, mış gibi yapmalara daha fazla katlanabileceğimi sanmıyorum. 

Bunca hengame için kendime bir yeraltı inşa etmeye karar verdim. Bu alanı inşa etmek için maddi ve manevi hazırlığı su an yapmak için planlama yapıyorum. Eğer paylaşmaya değer bir mesafe kastedersem yine bu blokta paylaşacağım şimdilik hoşça kalın.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Max Weber

McDonaldslaştırma Nedir?

Denizaltından Notlar - 8